Online Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme

Yeni Sosyal Medya ortamı olan ClubHouse (CH)’a dahil olduğumdan beri birçok meslektaşımla aynı ortamda eğitimi dert edindik, daha iyi nasıl yaparızı tartıştık ve birçok yeni meslektaşlarımla tanıştık. Aslında ne kadar da çok söyleyecek şeyimiz varmış, ne kadar çok da tartışacak konu…

Bu hafta tartıştığımız konulardan biri, Online Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme Uygulamaları idi. Gerçekten etkileşimi fazla ve çok yararlı bir tartışma ortamı oldu. Okul öncesinden üniversiteye kadar her kademede görev yapan eğitimciler, yayın evi sahipleri, girişimci öğrencilerin de katıldığı tartışmada hepimizin ortak olarak üzerinde durduğu birçok nokta oldu.

Hepimiz biliyoruz ki eğitim, bireylerin davranışlarında istenilen değişiklikler meydana gelmesini amaçlayan bir sistem olarak tanımlanabilir ve tüm sistemi de bu davranış değişikliğini sağlamaya yönelik kurgularız. Bunun için birçok branş kendi içeriklerine göre farklı ders tasarımlarını oluştururlar. Bu ders tasarımları birçok etkinlik ve çalışmalar içermektedir. Tabii ki de en büyük amacımız öğrenmeyi öğretme olsa da öğrencilerimizin tüm bu kazanımları ne ölçüde öğrendiğini merak eder ve tespit etmek isteriz. İşte bu da ölçmenin ne kadar önemli olduğunu bize açıklar. Doğru ölçme araçları kullanarak verileri toplamak ve bunları analiz etmek, bu analizin sonucuna göre de nasıl bir eylemde bulunacağımıza karar vermede de değerlendirme kısmı devreye girer.

Yüz yüze eğitimde farklı ölçme araçlarını uygulamak oldukça kolaydı. Aslında hepimizin aklına gelen sınav olgusu bize istediğimiz verileri sağlıyordu. Acaba sadece sınav yapmak yeterli miydi? Online eğitim ile birlikte sınav güvenirliğinin de ortadan kalması ile birlikte birçok k12 seviyesinde okullar ve üniversiteler farklı yöntemler denemeye başladılar. Kimi eğitimciler, öğrencilerine güvenmeyi tercih ederken kimi eğitimciler zoomda odalara ayırıp sanal ortamda gözetmenlik yaptı, kimi ayna veya 4 farklı kamera konulmasını istedi. Ama kanımca hiçbiri istenilen sonucu vermedi.

Tüm bunların yanında eğitimciler farklı ölçme araçlarına da yöneldiler. Burada web2.0 araçları herkesin imdadına yetişti. Google form, kahoot, nearpod, quizzez gibi uygulamalar ile öğrencilerin kazanımları öğrenip öğrenmedikleri ile ilgili veriler almaya başladılar. Bunun yanında öğrencilere verilen proje ve sunum görev/ödevleri de onların takım çalışması yaparak hem dijital ortamda bir şekilde sosyalleşmeleri hem de onları araştırmaya yönlendirerek farklı becerileri kazanmaları sağlandı.

 Tüm bunlar yeterli miydi? Hiç sorun yaşanmadı mı? Öğretmenlerimizin ve öğrencilerin müfredata bağımlı kalarak online olarak eğitime devam etmeleri onların kaygı düzeylerini arttırmadı mı?

Clubhouse’da bu tartışmaya katılan tüm eğitime gönül vermiş kişilerin buluştuğu ortak noktaları aşağıdaki gibi özetlemeye çalıştım.

 Bunlar:

  1. Nota bağımlı olma ihtiyacından vazgeçme
  2. Geri bildirim
  3. Süreç değerlendirmenin önemi
  4. Gerçekten gerekli olan değerlerin ölçülmesi
  5. Kritik becerilere yönelik eğitim tasarımı
  6. Hibrit eğitim modeli
  7. Alt yapı sorunu

Nota bağımlı olma ihtiyacından vazgeçme:

Öğrencilerimizin özellikle sınava bağımlı olarak not ile değerlendirmeleri, özellikle merkezi sınavlar olan LGS ve YKS nedeni ile tüm eğitim öğretim programlarının bunlara yönelik hazırlanması öğretmenlerin yaratıcılığını ve sahip olması gereken esnekliği engellemekte ve gerçekten yapılması gereken beceri eğitiminin 2. plana atılmasına neden olmaktadır.

Geri bildirim:

Her öğrencinin öğrenme sürecinde gerek ödev olsun gerekse sınıf içi performansları ile ilgili öğretmeni tarafından olumlu geri bildirim verilmesi, öğrencinin eksiklerini görmesine ve kendini geliştirmesine katkı sağlayacaktır.

Süreç değerlendirmenin önemi:

Sonuç odaklı olma yerine öğrencinin öğrenme yolcuğundaki sürecin değerlendirilmesi, kişisel gelişimi, beceri ve yetkinliklerinin gelişimi ile ilgili geri bildirim verilmesi ve katkıda bulunulması çok önemlidir.

Gerçekten gerekli olan değerlerin ölçülmesi:

Değerli Hocamız Mustafa Yavuz’un da dediği gibi “Kolayı ölçmek yerine gerçekten gerekli olan değerlerin ölçülmesi” gerekir. Bizler genelde en kolay değeri ölçüp onun verileri üzerinden gerekeni yapmaya çalışıyoruz. Ancak gerçekten ölçülmesi gereken değer hangisi, bununla ilgili bir analiz yapmadığımızdan esas sorunu göremiyor ve onunla ilgili bir aksiyon alamıyoruz.

Kritik becerilere yönelik eğitim tasarımı:

Öğrenci hangi sınıf seviyesinde okursa okusun, o yaş grubuna ait yapması gereken kritik beceriler bulunmaktadır. Eğitim tasarımını planlarken kazanımların yanı sıra bu kritik becerilerin öğrenilmesine yönelik de çalışmaların bulunması gerekir.

Hibrit eğitim modeli:

Online eğitimin gelmesi ile birlikte eğitim globalleşti. Artık, dünyada nerede olursanız olun, istediğiniz bir konuda istediğiniz bir üniversiteden ders alabilir duruma geldik. Bu asenkron eğitimlere sadece üniversiteler değil k12 seviyesindeki okullarda okuyan öğrenciler de faydalanabiliyor. Ancak tüm bununla birlikte, okulun önemi tartışılmaz. Online ve yüz yüze eğitimin bir arada harmanlanması ve her iki eğitim modelinin de olumlu kısımlarının birlikte kullanılması ile oluşan hibrit bir eğitim modelinin tasarlanması ve pandemiden sonra da bu hibrit modele devam edilmesi konusunda ortak bir görüş gelişmesi iyi olacaktır.

Alt yapı sorunu:

Online eğitime zorunlu olarak geçişimizin ardından teknolojik anlamda alt yapı problemlerinin varlığı, her öğrencide tablet veya bilgisayar olmaması eğitim-öğretimin aksamasına, öğrencilerin bilgi düzeyi arasındaki makasın açılmasına yol açmıştır. Bundan sonraki süreçte de online eğitim artık öğretim programlarımızın mutlaka içerisinde yer alacağı tahmin edildiğinden ülke genelinde alt yapı ve teknolojik problemlerinin giderilmesi büyük önem arz etmektedir.

Bahar Ergin Faat

KONFOR ALANINDAN ÇIKMAYA HAZIR MISIN?

Bundan yaklaşık birkaç ay önce Cahit Arf’ın 1959 yılında Atatürk Üniversite’sinde verdiği Halk Konferanslarında “Yapay Zeka” ile ilgili yaptığı konuşma metniyle karşılaştım. Çok etkilendiğimi itiraf etmem gerekir. Bu kıymetli eseri düzenleyerek paylaşıma açan Dr. Emir Öngüner’e teşekkürü bir borç bilirim.

İlk yapay zeka çalışmaları 1956 yılında başlamışken 1959 yılında bu konu ile ilgili çalışmalarını Türk Halkına kazandıran Cahit Arf’ı da rahmetle anıyorum.

Söyleşisinde aşağıdaki konulara özellikle değinmişti.

  • Hedefe ulaşmak için sabır, azim ve sebat gerekir
  • Alışageldiğimiz olaylar dışında bir olayla karşılaştığımız zaman, bu durumu sağ duyumuzu kullanarak anlamaya ve davranışımızı bu anlayışa göre oluşturmaya alışkın değiliz.

Gerçekten de günümüzde de öyle değil mi?

Özellikle 8. Sınıf LGS sınavlarına hazırlanan öğrencilerimizi düşününce onların belki de en çok ihtiyacı olan şeyler tam da Cahit Arf’ın belirttiği gibi sabır, azim ve sebat değil midir?

Peki biz eğitimciler, öğrencilerimize daha faydalı olmak için sürekli değişen koşullara uyum sağlayarak, birçok yeni teknik ve öğretim aracı kullanarak daha etkin ders tasarımları yapmaya çalışıyoruz. Ancak, bu değişimlere uyum sağlamak bazen o kadar da kolay olamayabiliyor. Alışkanlıklarımız karşımıza en büyük engel olarak çıkabiliyor. Hatta Cahit Arf bunu da konuşmasında değinerek alışagelmiş olaylar dışındaki olaylara karşı sağduyu ve davranışımızı oluşturmaya alışkın değiliz şekline belirtmiş.

Peki konfor alanından nasıl çıkarız? Eğitim liderleri olarak değişimi nasıl sağlarız? Aşağıda sıraladığım maddeler bu konuda işinize yarayabilir.

1. İletişim kurun. Net hedefler belirleyin, hedefleri, misyonu ve vizyonu paylaşın. Herkesi dahil edin ve şirketteki herkes arasında iletişimi teşvik edin.

2. Bol bol hata yapın. Ekibi sınırları aşmaya ve yeni fikirler denemeye teşvik edin. Başarısız olmanın sorun olmadığını ve takımın arkasını kolladığını bilmelerini sağlayın. Hata yapmaktan korkmayın ama onlardan ders alın, düzeltin ve tekrar deneyin. Herkesi bir problem çözücü olmaya teşvik edin. Sürekli eğitim için teşvikler oluşturun ve kurumunuza yeni fikirler ve yöntemler getiren yeni beceriler kazanın.

3. Örnek olun. Ekibinize örnek olarak standardı belirleyin. Hiçbir şey, sizin yaptığınız eylemler gibi bir mesaj iletemez.

4. Takım çalışması. Ekibi dahil edin ve seslerinin önemli olduğunu bildiklerinden emin olun. Onların görüşlerini anlayın ve onlara dürüst geribildirim verin.

5. Kültür kodu. Kültürü tanımlayın ve ekibin onu yaymasını sağlayın. Yeni fikirleri denemenin güvenli olduğunu söyleyen bir kültür oluşturun. Mükemmellik çıtasını ayarlayın. Ekibi güçlendirin ve sorumlu tutun. Önemli kilometre taşlarına imza atın ve her galibiyeti kutlayın.

6. Farklı bakış açılarına izin verin. Çevrenizdeki herkesin sizi daha iyi hale getirebilecek geribildirimleri olacaktır. Bu nedenle çevrenizdeki kişilerin kritik katkılarını içeren geribildirimlerini dinlemek için nasıl öncelik verdiğinize yönelik bir süreç oluşturun.

Bahar Ergin Faat