AGILE VE EĞİTİM

Son zamanlarda “Agile” (çevik) ve “Agility” (çeviklik) terimleri çok ilgimi çekmeye başladı. Bununla ilgili makaleler, yazılar okumakla birlikte bu konuyu ele alan birçok sunumu dinledim. Özellikle çevik yaklaşımın, eğitim yönetimi içerisine nasıl adapte olabilir diye çok düşünür oldum. Sosyal medyada agile ile ilgili birçok paylaşımları takip ettiğimde, bir grubun gerçekten doğru uygulandığında bu yöntemi büyük bir coşku ile savunduklarına diğer grubun ise agile kavramının popülaritesinin bittiği ve abartıldığı kadar olmadığını savunduğuna, dışarıdan bir kişi hatta bu konuda hiç eğitim almamış biri olarak şahit oldum.

Bu konudaki en büyük şansım, kardeşimin yani Lemi Orhan Ergin’in bu konuda uzman oluşuydu. Alanında birçok eğitim vermesi, sunumlar yapması ile şirketini de agile esaslarına göre yürütüyor olması benim açımdan inanılmaz bir fırsattı.

Geçen hafta sevgili kardeşimin, Kommunity platformunda genelde bilgisayar mühendislerine yönelik verdiği “Saf Çevikliğin Peşinde: Scrum, Kanban ya da XP Uygulamadan Çevik olunabilir mi?” adlı sunumunu dinledim. Sunumun sonunda tam 12 sayfa not tutmuşum. Doğal olarak bu notları sizlerle paylaşmak ve eğitim dünyasına çevikliği nasıl adapte ederiz sorusuna cevap aramak istedim.

Peki nedir bu Agile?

1960’lardan 90’lı yıllara kadar yoğun planlamaya, ağır ve bürokratik süreçlere sahip şirketler yaptıkları inovasyonlarda başarısız oldular. Buna tepki olarak, 90’lı yıllarda, insan odaklı ve sürekli iyileşmeye dayalı metodolojiler ortaya çıktı. 2001 yılında ise bu hafif metodolojilerin savunucuları bir araya gelerek Agile Manifesto’yu ve Çevik Yazılım’ın 12 Prensibini yazıya geçirdiler.

Manifestoda:

  1. Süreçler ve araçlardan ziyade bireyler ve etkileşimlere
  2. Kapsamlı dokümantasyondan ziyade çalışan yazılıma
  3. Sözleşme pazarlıklarından ziyade müşteri ile iş birliğine
  4. Bir plana bağlı kalmaktan ziyade değişime karşılık vermeye

daha çok değer verdiklerini ilan ettiler.

Bu bildiriden sonra kurumlar ve şirketler daha inovatif olmak ve değişen dünya şartlarına ayak uydurabilmek için dönüşmek zorunda kaldılar.

Bu çevik dönüşüm, bir zihniyet ve anlayış değişimi gerektirmektedir. Değişen şartlara uyum sağlamanın ana şartı, tüm kurumca müşteri memnuniyeti temel alınarak değişime cevap verebilmektir.

Çeviklik, değişime cevap vermektir.

Değişime sürekli cevap verebilmek için öğrenmeye açık olunmalıdır. Hızlı öğrenebilen bir sistem kurulmalıdır. Yani hatalardan ders alan, her bireyin geri bildirimleri ile sürekli iyileşen, gelişen ve oluşabilecek hataları en erken sürede anlayabilen bir sistemdir.

Pandemi döneminde en çok değişime ayak uydurmak zorunda kalan ve hızlı bir şekilde yepyeni bir sisteme adapte olan sektörlerin başında eğitim sektörü gelmektedir.

Bir gecede okulların yüz yüze eğitime kapanarak online eğitime geçmesi ile eğitim sektörü büyük bir değişimin içerisine girdi. Tüm eğitim öğretim materyalleri dijitalleşti. Web 2.0 araçları en büyük yardımcımız oldu. Tüm ders tasarımları online eğitime göre yeniden şekillendi. Öğretmenlerimiz inanılmaz bir değişimin içerisinde buldular kendilerini.

Tüm bu değişimi yönetirken peki nelere dikkat edilmelidir?

1.Hızlı öğrenen ekipler

Hatalardan ders alan, her bireyin geri bildirimleri ile sürekli iyileşen, gelişen ve oluşabilecek hataları en erken sürede anlayabilen bir sistem kurgularken, bir şeyin acil olduğunu nasıl anlarız? O ürünün en son kullanıcısı etkileniyorsa o şey acildir ve her şey bekleyebilir.

Eğer eğitim açısından bunu düşünürsek en son kullanıcımız olarak öğrencilerimiz etkileniyorsa o zaman öğrencilerimizi etkileyen her şey en acil olanıdır.

Ayrıca, okul yönetimi içerisinde birçok sistemde otomasyonunun sağlanması, sürecin kişilere değil sisteme bağlı olması tüm süreçlerin daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır.  Hızlı öğrenen ekiplerle hızlı kararlar alırken aceleci davranma sonucunda yanlış kararlar alınabilir. Bu nedenle de hızlanmak için yavaşlamak gerekebiir.

2.Doğru kararlar doğru verilerle alınır.

Ölçümleme amaç değil araçtır. Yani elde edilen değerler ile tek başına bir sonuca gidilmemesi gerekir. Ayrıca, doğru yorumlanmayan verilerin de çoğu kez aldatıcı olduğunu söyleyebiliriz.

Ölçümlenen verileri doğru yorumlamak ve insanın doğasının kaldırabileceği oranda ölçümlemeler yapılması önemlidir. Örneğin, bir çalışana yapabileceğinden fazla hedef/ görev verip ona göre performans değerlendirme yapıldığı takdirde ortaya çıkacak veriler gerçek veriler olmayacaktır.

Verilerin toplanması ve doğru metriklerin elde edilmesi için kurulan sistemler bazen çok maliyetli olabilir. Bu nedenle gerçekten hangi verilere ihtiyacın olduğu tespit edilerek onların toplanması ve analiz edilmesi daha sağlıklı olacaktır. Bazen çok fazla veri olduğunda, doğru veri analizi yapılamamasından kaynaklanan sorunlarla da karşılaşılabilmektedir. Hedeften uzaklaşılabilir, odaktan sapmalar meydana gelebilir.

Eğitimde en önemli unsurlardan biri de ölçme ve değerlendirmedir. Gerek öğrenci gerekse öğretmen performansı olsun doğru verilerin toplanması, analiz edilip değerlendirilmesi ve mutlaka bir geri bildirim verilmesi gerekmektedir.

3.Süreklilik

Odağımızda mutlaka süreklilik olmalıdır. Bu nedenle de vizyon büyük önem arz etmektedir.

Eğitimde de süreklilik en önemli konulardan biri değil midir? Eğitim kurumunun uzun yıllar boyunca hizmet etmesinin en büyük etmenlerinden biri de vizyonu doğrultusunda eğitim-öğretimi devam ettirmesidir. Tüm çalışanları ile aynı misyon ve vizyon doğrultusunda çalışmaları, ekip olmaları kurumun sürekliliğini sağlayan en önemli unsurlardan biridir.

4.Sürekli Kalite

Sürekli kalitenin sağlanabilmesi aslında kurumdaki çalışan kişilerin özellikleri ile de bağlantılıdır. En doğruyu savunan, egosu az, doğru iletişim kuran kişilerle çalışılması kararların hep belli bir kalitede kalmasına fayda sağlar. Burada kişinin gününün % kaçını çalışarak geçirdiğini takip etmek yerine sisteme ne kadar hakim olduğunu bilmek gerekir. Takımlardaki tüm kişilerde aynı algı olmadır. Hiçbir sektör, belli bir kalite seviyesinin altında kalmak istemez.

Eğitimde kalitenin sağlanabilmesi de benzer algılara sahip, doğru iletişimi kurabilen ve hep en doğruyu savunan ekipler sayesinde gerçekleşir. Örneğin, bir zümre tarafından en etkin ve verimli bir ders planının hazırlanmasında da yukarıda bahsettiğim unsurlar büyük önem arz eder.

5.Verimlilik

Sabit ve sürdürülebilir verimliliğin sağlanması için mutlaka iyileştirme alanlarını bulmak gerekir. Sürecin planlanması ve takibi sırasında akışın görselleştirilmesi çok önemlidir. Burada tahta, dakota vb. kullanılabilir. Takımdaki kişilerin sürecin iyileştirilmesi ile ilgili önerilerin dikkate alınması, diğer önerilerin de gelmesine zemin hazırlar. 

Eğitim öğretim tasarımını oluştururken sürecin en verimli şekilde sağlanmasında akışın öğretmenler, yöneticiler vs. tarafından görselleştirilmesi, süreçteki birçok iyileştirilecek alanın tespit edilmesine yardımcı olacaktır. Biz öğretmenler şematize etmeyi ve süreçleri kavram haritalarına dökmeyi çok severiz. Sürecin, olayların görselleştirilmesinin büyüsünü çokça kullanırız.

6.Sürekli ve sağlıklı iletişim

Aynı ekipteki kişilerin aynı anlayışa sahip olmaları ile olur. Ekipteki herkesten beklenti aynı olmalıdır. Ekipleri oluştururken, ürünü modüler yaptıktan sonra küçük gruplara bölmek sürecin daha etkin bir şekilde ilerlemesine katkıda bulunur.

Eğitim yönetimi sürecinde kalabalık gruplar yerine öğretmenlerin zümrelere bölünmesi buna örnek gösterilebilir. Zümrelerin de kendi içlerinde aynı seviyeye giren öğretmenlerin bir araya gelmesi ile oluşturdukları ekipler ile daha hızlı ve etkin ders tasarımları oluşturulabilir. Tabii bu süreçte aynı ekipte olan öğretmenlerin aynı anlayışta olmaları onların birbirleri ile sağlıklı ve sürekli iletişimi sağlar.

7.Değişim

Veriye dayalı tüm kararlar, değişimin nereden başlayacağını bize söyleyebilir. Değişimi hayata geçirebilmek için ürünün vizyonu hakkında mutlaka tüm paydaşlardan geri bildirim alınmalıdır.

Değişim için birçok fikirler üretilecektir. Ancak bunların arasından en değerli olandan başlanılması iyi olur. Aynı anda tüm fikirlerin hayata geçirilmesi imkansızdır. En fazla değeri olandan başlayarak sıra ile gidilmelidir.

Online eğitim süreci ile zorunlu olarak yaşadığımız bu süreçte, dijitalleşme ve online etkin ders tasarımı yapılması konusunda birçok değişim yaşadık. Elimizdeki veriler ışığında bu değişimin alt yapı, online uygulamalar ve hizmetiçi eğitimler ile yapılacağına karar vererek bu konuda yatırımlar yaptık.

Tüm bu süreçte her şeyi yetiştirmek amacımız olmadı, sistemi stabil hale getirmek ve kendimizi geliştirmek hedefimiz oldu.

8.Memnuniyet

Beklentinin karşılanması olarak da tanımlayabiliriz. Müşteri görmeden kesin karar veremez. Bu nedenle görebileceği ve yorum yapabileceği şeyleri önden vermek gerekir. Müşterinin beklentisinin ötesine geçmek gerekir.  Daha başarılı olabilmek için onunla çalışılmalı, ürünün gelişimine katkıda bulunması sağlanmalıdır. Müşteri ile mutlaka şeffaf bir iletişim kurulmalıdır.

Eğitim sektöründe mutlaka veli ile sürekli ve şeffaf bir iletişimin kurulması, kurumun sürekliliği açısından önemlidir. Öğrencinin alması gereken kazanım ve becerilerin beklentiyi karşılayacak şekilde değil, daha etkin ve kalıcı şekilde olması için beklentilerin üzerinde hazırlanan ders tasarımları ile verilmelidir. Bu sayede de öğretmenler sürekli öğrenen, üreten ve yaratıcılıklarını kullanan olacaklardır.

9.Motivasyon

Tüm süreçlerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için motivasyon gereklidir. Bunun için ekipleri biraz mücadeleye zorlamak onların motivasyonlarını arttırabilir. Merakları kabartılmalı, yetkinlikleri zorlanmalıdır. Ekipte görev alan kişilerin bir problem karşısında el sıkışmaları da çok önemlidir. Kişinin deneyimi ne kadar önemli olsa da sorunlara yaklaşım tarzı ve problemlere çözüm biçimi deneyimden daha önemlidir.

Yöneticiler, çalışanları değil, akışı/süreci yönetmelidir.

Eğitimde de gerek öğrencilerimizin gerekse öğretmenlerimizin öğrenme motivasyonlarını arttırmak için yukarıda yazılanların hepsi yapılabilir. Bazen küçük rekabetler ardından başarıları getirir.

İşte tüm bunların ışığında Çeviklik;

Sürekli, sürdürülebilir şekilde müşteriyi memnun edebilmek için ekip çalışması yaparak değişime cevap verebilmektir.

Bunu da eğitime uyarlarsak, Eğitimde çeviklik;

Sürekli ve sürdürülebilir bir eğitim öğretimi sağlamak, öğrencilere en etkin ve verimli şekilde kazanımları ve becerileri kazandırabilmek için öğretmenler ve yöneticiler bir arada ekip çalışması yaparak değişime cevap verebilmektir.

Bahar Ergin Faat